Google Reklam VermekTercüme Odası
tercüme-ve-çeviri-alanında-her-şey
Tercüme, geçmişten günümüze kadar var olan ve var olmaya devam edecek bir ihtiyaç olarak gözükmektedir. Uluslar arası bir bağlayacı özelliğinin bulunmasının yanı sıra, bireylerin uluslar arasındak iletişim ve etkileşimini de etkilmekte olan tercüme, her geçen gün artarak devam eden bir talebe sahip olmasıyla ön plana çıkmaktadır.Tarihimiz boyunca da tercüme, büyük bir öneme sahip olmuştur. Tercüme Odasının kuruluşu itibariyle, tercümeye verilen önem daha somut bir hale gelmiştir.Tercüme Odası Nasıl Kuruldu?Tercüme  Odası, Osmanlı döneminde kurulmuştur. 1821 yılına dek Osmanlıdaki tercüme işlerinden Fenerli Rum Divan-ı Humayun tercümanları sorumlu tutulmkataydı. Ancak bu tercümanları zamanla, devletin sırlarını paylaştıkları için idamla cezalandırılmıştı. Devletin sırlarının paylaşılması 1821 yılında Yunan isyanı devam ederken patlak vermişti. Divan-ı Hümayun Tercümanı Kostaki Morozi, Osmanlı’nın sırlarını isyancılarla paylaştığı ve isyancılarla işbirliği bilgisi geldiğinde idam edilmesi uzun sürmedi. Bu gelişmeyle birlikte, Osmanlı Devleti diğer devletlerle olan yazışmalarını ve görüşmelerini sürdürebilmek adına yeni bir tercüman arayışına girdi. Bu tercüman Fenerli Rum’lardan olmayan biri olmalıydı. İlk olarak Mühendishane hocası olan Yahya Naci Efendi, bir süreliğine bu görevi üstlendi, fakat yeterli olamadı. Yahya Naci Efendi’nin Fransızca bilgisi eksik olduğundan dolayı diplomatik ilişkiler sekteye uğramıştı. Osmanlı’nın ihtiyacı iyiden iyiye arttığından dolayı ise İstavraki Bey adlı Rum memur, vekaleten tercümanlık görevine atanırken aynı zamanda Yahya Naci Efendi’de tercüme yeteneğine sahip olan memurlarla Rumca ve Fransızca öğretmek için Osmanlı Devleti tarafından görevlendirildi. Resmi olarak Yahya Naci Efendi’nin dersler vermeye başlaması ile birlikte de 23 Nisan 1821 yılında Tercüme Odası kurulmuş oldu.Tercüme Odası’nın GelişmesiTercüme Odası,resmi kayıtlara yansıyan rakamlarıyla birlikte toplamda 3 personel ile birlikte bir daire içerisinde kuruldu. Tercüme Odası’nın gelişim ve ilerleme süreci ise 1830’lu yıllarda başladı. 1830’lu yıllardan sonra her dönemde büyük bir öneme sahip oldu. Bu dönemlerde yaşanan sorunlar ve antlaşmalar nedeniyle, diplomatik yazışmalar imparatorluğun geleceği için çok büyük ve kritik bir önem kazandı. Bu gibi olayların bir neticesi olarak Tercüme Odası, bir ün kazandı ve gelişimini sürdürdü. Tercümeye olan ve artış gösteren ihtiyaç nedeniyle Tercüme Odası içerisinde görev yapanların sayısı iyiden iyiye arttı ve gelecek yıllarda önemli bürokratlar Tercüme Odası ile birlikte yetiştirildi.Tercüme Odası’nın EtkileriTercüme Odası varlığını sürdürdüğü dönemlerde, Türk diline de etki etti. Tercüme Odası’nda görev yapmakta olan tercümanlar, Batı’dan bazı sözcükleri ve deyimleri Türkçeye katmış oldu. Özellikle Fransızca sözcüklerin kullanılması Tanzimat döneminde popüler hale geldi. “Liberte, nation” gibi sözcükler direkt olarak alınarak dile aktarıldı. Tercüme Odası’nda yapılan tercümeler, bu halleriyle birlikte yeni bir üslup geliştirdi. Bunun bir neticesi olarak Tercüme Odası, aynı zamanda sanata da etki etti. Sanatta süslü ifadelerin yerini daha çok düşünceyi ön plana çıkaran, yalın bir anlatım aldı.